Ana içeriğe atla

ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI HAKKINDA RÖPORTAJ


ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI HAKKINDA RÖPORTAJ



Öğrenci değişim programları hakkında birçok öğrencinin aklında yer eden soruları Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Dış İilişkiler koordinatörlüğünde Öğretim Görevlisi olarak çalışan Sayın Merve Aksu’ya sordum. Merve hoca ile bizzat kendimin ve birçok öğrencinin merak ettiği sorular üzerine konuştuk.

Röportör: Merhaba hocam
Merve Hoca: Merhaba Tuncay

Röportör: Öncelikle sizi tanıyalım.

Merve Hoca: İsmim Merve Aksu üniversitemizin Dış İlişkiler koordinatörlüğünde öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Lisans eğitimimi İstanbul üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladım, aynı zamanda gazetecilik çift anadal programını tamamladım sonrasında Marmara Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler anabilim dalında yüksek lisans eğitimimi tamamladım, hali hazırda yine İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler anabilim dalında doktorama devam ediyorum.


Röportör: Erasmus, Mevlana ve Farabi hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Merve Hoca: Tabi, bu programlar üniversitelerdeki değişim programlarının temelini oluşturuyor. Bizim üniversitemizde de bu üç programdan aynı şekilde faydalanabiliyor, kısaca bahsetmek gerekirse Erasmus programıyla Avrupa birliğine üye olan ülkelere öğrenci ve personel değişikliği hareketi gerçekleşiyor.

Mevlana’da ise herhangi bir coğrafi kısıtlama olmaksızın üniversitelerin anlaşmalı oldukları dünyadaki diğer tüm üniversiteler ile ikili anlaşmalar kapsamında öğrenci ve öğretim görevlisi değişikliği oluyor. Farabi’ye gelecek olursak diğer ikisinden farklı olarak yurtiçindeki üniversiteler ile yine öğrenci ve personel değişikliğidir.


Röportör: Bu programlara katılmak için gerekli koşullar nelerdir?

Merve Hoca:Erasmus ile Mevlana’ya katılmak için üniversitemizin yılda iki kez yapmış olduğu yabancı dil sınavına katılıp en az 55 puan almış olmak gerekiyor bunun yanı sıra YDS YÖKDİL v.b. türevdeki yabancı dil sınavlarında da yine aynı şart geçerli onun dışında Eramus için devletin vermiş olduğu hibeden faydalanabilmek adına genel not ortalamanızın 2,20 olması gerekiyor bu Mevlana ve Farabi’de 2,50 olarak belirlenmiş durumda, bununla birlikte  hem yabancı dil yeterliliği hem de not ortalaması gerekli, Farabi’de herhangi bir yabancı dil sınav puanı gerekli değil fakat gideceğiniz bölüm İngilizce ise gidilecek üniversite ekstradan bir yabancı dil sınavı yapabilir.


Röportör: Katılım sağlayan öğrenciler barınma ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor, herhangi bir destek sağlanıyor mu ve değişim programına katılan öğrencilere burs veriliyor mu, veriliyorsa ne koşullarda?

Merve Hoca: Şu şekilde oluyor, bu programlar kapsamında öğrencilere burs ya da yardım şeklinde maaş şeklinde değil de hibe olarak destekler veriliyor, buda gidilen ülkeye ya da yurtiçindeyse gidilen şehre bağlı olarak değişmekle birlikte bunun ilgili rakamları istersen sonraki sorunda sormayacaksan şimdide verebilirim ya da sonrada verebilirim.

Röportör: İsterseniz şimdi verebilirsiniz hocam.

Merve Hoca: Şimdi ülke gruplarımız var mesela Eramus’ta birinci, ikinci, üçüncü sınıf ülke grupları diye bunlar geçinmenin daha zor olduğu ve kolay olduğu ülkeler diye sınıflandırılmış, birinci sınıf ülke grubunda 500€ veriliyor, 400€ ve 300€ olarak sınıflandırılmış. Farabi’de hangi üniversiteye gidecek olursanız olun hepsinde aynı aylık 600₺lik ödeme yapılıyor. Mevlana’da yine aynı şekilde ülke grupları var bu ülke gruplarında 1200₺ 1300₺ 1400₺ aylık olmak üzere böyle bir hibe tutarı belirlenmiş. Ekstradan bir barınma ne gideceğiniz kurum nede bizler ayarlıyoruz, fakat sizlere bu noktada gideceğiniz kurum elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor.



Röportör: Değişim programlarının kişiye olan mali külfeti ortalama ne kadardır?

Merve Hoca: Doğrusunu söylemek gerekirse, buna bir rakam verirsem şayet yalancı konumuna düşme olasılığım çok yüksek olur, çünkü gidilen ülkedeki giderleriniz çok ciddi oranda değişebilmekte Avrupa’nın bazı ülkeleri çok daha maliyetli, bazıları ise kıyasladığımızda daha uygun seviyede oluyor ya da yurtiçindeyken yurtdışına gittiğinizdeki harcamanız aynı olmamış oluyor, birazda kişisel giderler devreye giriyor ama bu programlarda sizlere sağlanan hibeler bütün masraflarınızı karşılamasa dahi sizi de çok zor durumda bırakmayacak durumda oluyorlar.


Röportör: Bu programlara katılan öğrencilerin okulları uzuyor mu, özellikle Erasmus’un dönem kaybı yaşattığı hakkında neredeyse kesin bir yargı oluşmuş durumda bu ne kadar doğru?

Merve Hoca: Aslında bu soruyu sormandan bende memnun oldum. Bundan çekinen çok öğrenci var, okul kesin uzuyor diye bir şey yok yani, biz nasıl burada derslerinizi veremediğiniz zamanlar oluyor, alttan almak zorunda kalıyorsunuz benzer durum tabi ki orada da yaşanabilir, ama bu demek değildir ki oradaki geçirdiğiniz bir dönemi boşa geçmiş bir dönem gibi düşünmeyin. Mesela yurtdışındaki üniversitelerde sizden sınav ese isteyebilirler, yani alanınız onların sınavları ile uyumlu değilse sizden dönem sonuna bir ödev hazırlamanızı isteyebilirler, bazı hocalar böyle kolaylık sağlayabilir. Buraya döndüğünüzde oradaki geçtiğiniz derslerden burada da geçmiş sayılıyorsunuz. Yani derslerden garanti geçersiniz ya da dönem kaybı yaşarsınız gibi kesin bir sonuç bulunmuyor. Çalıştığınız takdirde burada ne derecede zorlanıyorsanız orada da o kadar zorlanacaksınız ya da o kadar kolay olacaktır.



Röportör: Yurtdışı değişim programlarında hangi ülkeler tercih ediliyor ve siz hangi ülkeleri önerirsiniz?

Merve Hoca: Yurtdışı değişim programlarında daha çok tercih edilen ülkeler doğu Avrupa ülkeleri oluyor. Bunun başında Polonya geliyor ve artık bütün öğrenciler tarafından efsane olarak kabul ediliyor, sonraki sırayı Romanya alıyor, yine benzer şekilde Litvanya, Estonya ve Letonya bu ülkeler çok tercih ediliyor, tercih edilmesinin sebebi de buralardaki üniversiteler ile Türkiye’deki üniversitelerin ikili anlaşma yapması daha kolay oluyor. Avrupa’daki köklü üniversiteler Erasmus anlaşmalarına çok yanaşmıyorlar. Bu sebepten dolayı daha çok doğu Avrupa ülkeleri ile ikili anlaşmalar yapıyoruz. Onun yanı sıra merkez Avrupa ülkelerine göre daha az mali külfet oluyor.

Bende açıkçası Polonya’yı öneririm Erasmus programına katıldığınızda zamanınızı sadece ders çalışmakla geçirmeyeceksiniz, İngilizcenizi geliştirmek, yeni yerler görmek, yeni insanlar ile tanışmak isteyeceksiniz bunların hepsini bunların hepsini çok rahat biçimde yapabileceğiniz bir ülke.



Röportör: Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinde ne kadar değişim öğrencisi bulunuyor ve en çok hangi ülkelerden geliyorlar?

Merve Hoca: Bizim üniversitemizde değişim öğrencisi çok fazla yok, Polonya’dan bir Eramus öğrencimiz, Azerbaycan’dan bir Mevlana öğrencimiz var, Farabi öğrencileri dönemlik olarak gelip gidiyorlar.

Bizim üniversitemizde daha çok yöneldiğimiz alan yabancı uyruklu öğrencilerin ön lisans, lisans yada yüksek lisans eğitimlerinin tamamını üniversitemizde sürdürmesi. Bu sebeple uluslararası öğrencimiz çok fazla şuan kayıtlı olan 1200’ün üzerinde uluslararası öğrencimiz var. Bu öğrencilerimiz değişim programıyla değil kendi ülkelerinden başvurup burada Türkçe eğitimlerinden sonra üniversitemize başlayan öğrencilerimiz.

Röportör: 1200 güzel sayıymış hocam.
Merve Hoca: Evet, 1200 oldukça yüksek bir sayı.


Röportör: Son olarak bu programlara katılan bireyler programı tamamladıklarında kendi benliklerine neler katıyorlar?

Merve Hoca: En başta tabi ki aldığınız eğitimi farklı bir eğitim çatısı altında aldığınız için bu size almış olduğunuz akademik eğitim bakımından ciddi bir artı katıyor, bunun yanı sıra farklı dilde bir eğitim almakta oldukça önemli bir avantaj. Bir yurtdışı deneyimi sizin için büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bu tip şeyleri yapacağınız zamanlar üniversite yıllarınızdır mezun olduktan sonra böyle şeyler çok daha zor olabiliyor, o yüzden farklı bir ülkede, farklı bir üniversitede farklı hocalar ve farklı arkadaşlar ile bir eğitim dönemi geçirmek muhakkak hem sizin özgüveninizi geliştirmeniz açısından hem farklılıklara açık olup yenilikleri keşfetme noktasında katkılar sağlayacaktır.

Röportör: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Merve Hoca: Ben teşekkür ederim Tuncay.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Ayrılık film incelemesi

   Senaristliğini ve yönetmenliğini Asghar Farhadi'nin yaptığı film. Tahran'lı orta sınıf genç bir çiftin evliliğindeki sorunları ele alıyor. Simin kızı Termeh için daha iyi bir gelecek kurmanın yurtdışına giderek oluşacağını düşünür. Nader babası hasta olduğu için babasını bırakıp gitmek istemez. Nader babası için bir bakıcı tutar ama bakıcı kadın Nader'e hamile olduğunu söylemez . Daha sonra kadın çocuğunu düşürdükten sonra olaylar gelişir. Yurtdışına gidip gidemeyecekleri konusu boşanma kararından sonra Termeh'in kiminle kalacağı sorunuyla değişir.    İzleyiciler ekran başında ister istemez kim haklı kim haksız diye düşünüyor ve bir taraf arıyor ama genellikle kesin bir sonuca varamıyor. Filmde İran'ın sosyal yapısı oldukça iyi ele alınıyor. Farhadi bu filmde aile bağlarını ele almış ve irdelemiş.

BİSİKLET HIRSIZLARI FİLM ANALİZİ (Sinemanın Temel Kavramları)

BİSİKLET HIRSIZLARI FİLM ANALİZİ İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ NEDİR?    II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da ortaya çıkan sinema akımı. 1944 ile 1955 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Bu akımda gerçek yer, gerçek kişi, gerçek diyaloglar kullanılmaktadır. İtalya’da orta sınıfa mensup olmanın ne anlama geldiğine dair bir fikir verebilmektir.  Filmin Konusu: Film iş arayan biri, bir afiş dağıtım işi bulunca karısının kumaşlarını satarak bir bisiklet alır ve ilk günden bisikleti çaldırır. Bisikletini geri kazanmak işçin polisten yardım ister ancak polis basit bir bisiklet için vakit ayırmaz ardından, adam oğlu ile  zorlu bir sürece başlar. Analizim: Film stüdyo ortamından ziyade açık alanlarda çekilmiştir. Bu sebepten dolayı savaşların yıkıcılığını ve bunalımını doğrudan hissettirmiştir. Dışavurumcu Alman Sinemasının karanlığı ile kıyaslarsak İtalyan Yeni Gerçekliliğinin grisi aydınlık sayılabilir. Bir sette çekilmediğinden yapay ışık değil gün ışığı kullanılmıştır...

Kış Uykusu Film incelemesi

KIŞ UYKUSU         Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filminde genel olarak Türk modernleşmesindeki ara kalmışlık göze çarpar. Aydın karakterini Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar kitabındaki Yeraltı adamına benzetebiliriz. Haluk Bilginer’in canlandırdığı ‘Aydın’ karakteri  Türk entelektüellerini temsil eder. Demet Akbağ’ın Canlandırdığı ‘Necla’ karakterini ise ben Fatih Harbiye romanındaki Neriman karakterine benzetiyorum bir geri dönüş sergiliyor filmde. Aydın prensipleri olduğu için kendisinin büyük teklifleri reddederek tiyatro oyuncusu olarak kalmış ama öncesinde çevresindeki herkes onun büyük bir oyuncu olacağını düşünmüş ve Aydın ondan beklentileri olan çevresinin istediği gibi biri olmamış. Nihal karakterinin Aydın’dan farkı ise Aydın sıcak bir odayı lüks sayabilecek günler yaşamış iken Nihal hiç çalışmamıştır ve bir şeyler yapıyor olmak için yardım kampanyası yürütüyor. Aydın karakterinin arada kalmışlığını birçok sahnede fark edebiliyoruz ote...