Ana içeriğe atla

FRİTZ LANG-M FİLM ANALİZİ (Sinemanın Temel Kavramları)

FRİTZ LANG-M FİLM ANALİZİ


Fritz Lang’ı Tanıyalım: Christian Anton Lang, 5 Aralık 1890 tarihinde Viyana'da dünyaya geldi. Viyana'da mimarlık ve müzik eğitimi alan Lang, dünya turuna çıkmaya karar verdi ve Paris ile Münih'te eğitimini sürdürdü. I. Cihan Harbi'nde ülkesine dönerek orduya katıldı ve savaş sırasında ağır yaralar aldı. Yaralandıktan sonra, iyileşme süreci için savaştan uzak bir bölgeye gönderildi ve burada geçirdiği dönemde ilk senaryolarını kağıda dökmeye başladı. İlerleyen dönemlerde Alman UFA Stüdyoları'nda çalışmaya başladı ve kısa sürede Alman dışa vurumcu sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri haline geldi. 1919 senesinde ilk filmi Halbblut'u çeken yönetmenin ilk önemli filmi ise 1922 senesinde çektiği İki bölümden oluşan ‘’Dr. Mabuse, der Spieler’, insanları hipnoz ederek suç işleyen bir cani olan Dr Mabuse'un hikâyesini anlatan psikolojik gerilimdi. Film dışavurumcu sinemanın en önemli eserlerinden biri olurken yönetmenin toplumsal sorunlara olan duyarlılığını da gösteriyordu. 1927 senesinde bilim kurgu türünün ilk örneklerinden olan "Metropolis" filmini yönetti. 1931 senesinde çektiği "M" filmi ise, ilk sesli film çalışmasıdır. İlerleyen dönemlerde çeşitli ülkelerde çalışmalarına devam eden Fritz Lang, 2 Ağustos 1976 tarihinde, gözlerini kaybetmiş bir vaziyette hayatını kaybetti.

Dışavurumcu Alman Sineması: içsel olanın dışsal olana yansıtılması olarak tanımlanabilir özetle. Yani tasvir edilen şey, gerçeğe uygun olmakla birlikte tasvir edenin iç dünyasına ait bir hissiyatı da taşır üzerinde. Dışavurumcu Alman sineması da dekorun, makyajın, kostümün ve tüm teknik detayların en kusursuz halini UFA Stüdyoları’nda hayata geçirerek içsel yolculukları görsele taşımıştır. 1939 senesinde akımın sona ermesine rağmen etkileri tüm sinema tarihi boyunca sürmüştür.

M Film Analizi: Siyah-beyaz ve uzun metrajlı bir filmdir. Alman dışavurumculuğunun bir eseri olan film, teknik anlamda Fritz Lang’ın ilk sesli filmidir.   Kara film türünde önemli yapılardan biridir. Leitmotif tekniği ilk kez M filminde kullanılmıştır. Örneğin; filmde ki ıslık bir leitmotif tekniğidir. Katilin çaldığı bu ıslık, onunla özdeşleşmiş ve ıslık duyulunca onun yakınlarda olduğunu düşündürmektedir. Filmde gördüğümüz kişilerin çoğu gerçek kişilerdir, fazla oyuncu kullanılmamış. Film de suç örgütü ve polisler aynı kefeye konmuştur; çünkü halk iki taraftan da sıkılmıştır. Filmde Alman toplumu karamsar bir mizaca sahiptir. Filmin adı, Almanca da katil anlamına gelen “Mörder” kelimesinin baş harfinden gelir. Film de dış anlatıcı sesi kullanılmıştır, döneminin yeni tekniklerindendir. Dışavurumcu Alman sinemasına uygun bir filmdir, çünkü karakterler kaba, anlayışsız ve sert yapılıdırlar. Bu türün en belirgin özelliklerinden biri de zaten karakterlerin böyle olmasıdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Ayrılık film incelemesi

   Senaristliğini ve yönetmenliğini Asghar Farhadi'nin yaptığı film. Tahran'lı orta sınıf genç bir çiftin evliliğindeki sorunları ele alıyor. Simin kızı Termeh için daha iyi bir gelecek kurmanın yurtdışına giderek oluşacağını düşünür. Nader babası hasta olduğu için babasını bırakıp gitmek istemez. Nader babası için bir bakıcı tutar ama bakıcı kadın Nader'e hamile olduğunu söylemez . Daha sonra kadın çocuğunu düşürdükten sonra olaylar gelişir. Yurtdışına gidip gidemeyecekleri konusu boşanma kararından sonra Termeh'in kiminle kalacağı sorunuyla değişir.    İzleyiciler ekran başında ister istemez kim haklı kim haksız diye düşünüyor ve bir taraf arıyor ama genellikle kesin bir sonuca varamıyor. Filmde İran'ın sosyal yapısı oldukça iyi ele alınıyor. Farhadi bu filmde aile bağlarını ele almış ve irdelemiş.

BİSİKLET HIRSIZLARI FİLM ANALİZİ (Sinemanın Temel Kavramları)

BİSİKLET HIRSIZLARI FİLM ANALİZİ İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ NEDİR?    II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da ortaya çıkan sinema akımı. 1944 ile 1955 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Bu akımda gerçek yer, gerçek kişi, gerçek diyaloglar kullanılmaktadır. İtalya’da orta sınıfa mensup olmanın ne anlama geldiğine dair bir fikir verebilmektir.  Filmin Konusu: Film iş arayan biri, bir afiş dağıtım işi bulunca karısının kumaşlarını satarak bir bisiklet alır ve ilk günden bisikleti çaldırır. Bisikletini geri kazanmak işçin polisten yardım ister ancak polis basit bir bisiklet için vakit ayırmaz ardından, adam oğlu ile  zorlu bir sürece başlar. Analizim: Film stüdyo ortamından ziyade açık alanlarda çekilmiştir. Bu sebepten dolayı savaşların yıkıcılığını ve bunalımını doğrudan hissettirmiştir. Dışavurumcu Alman Sinemasının karanlığı ile kıyaslarsak İtalyan Yeni Gerçekliliğinin grisi aydınlık sayılabilir. Bir sette çekilmediğinden yapay ışık değil gün ışığı kullanılmıştır...

Kış Uykusu Film incelemesi

KIŞ UYKUSU         Nuri Bilge Ceylan’ın Kış Uykusu filminde genel olarak Türk modernleşmesindeki ara kalmışlık göze çarpar. Aydın karakterini Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar kitabındaki Yeraltı adamına benzetebiliriz. Haluk Bilginer’in canlandırdığı ‘Aydın’ karakteri  Türk entelektüellerini temsil eder. Demet Akbağ’ın Canlandırdığı ‘Necla’ karakterini ise ben Fatih Harbiye romanındaki Neriman karakterine benzetiyorum bir geri dönüş sergiliyor filmde. Aydın prensipleri olduğu için kendisinin büyük teklifleri reddederek tiyatro oyuncusu olarak kalmış ama öncesinde çevresindeki herkes onun büyük bir oyuncu olacağını düşünmüş ve Aydın ondan beklentileri olan çevresinin istediği gibi biri olmamış. Nihal karakterinin Aydın’dan farkı ise Aydın sıcak bir odayı lüks sayabilecek günler yaşamış iken Nihal hiç çalışmamıştır ve bir şeyler yapıyor olmak için yardım kampanyası yürütüyor. Aydın karakterinin arada kalmışlığını birçok sahnede fark edebiliyoruz ote...